Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi bilimsel temelden uzaklaştırarak gerici vakıf ve derneklerle yaptığı protokoller ve ÇEDES projesi çerçevesinde düzenlenen etkinliklerin geldiği noktayı endişeyle izlemekteyiz.

Son olarak, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Uşak İl Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Uşak Lisesi Müdürü Kazım Dönmez’in imam cübbesiyle öğrencilere ders vermesi, bu tehlikeli gidişatın en somut örneklerinden biri olarak karşımıza çıkmıştır.

25 Ekim 2023’te TÜGVA’nın sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar, eğitim kurumlarımızın birer ideolojik propaganda alanı haline getirilmesinin hız kazandığını gözler önüne sermektedir.

Okullar, laik, bilimsel ve çağdaş eğitim ilkelerine dayalı, tüm öğrencilerin eğitim hakkını gözeten kurumlar olmalıdır.

Ancak görüyoruz ki, Uşak Lisesi’nde yaşanan bu olay, Türkiye’nin temel eğitim ilkelerine açıkça aykırı bir tutumu gözler önüne sermektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı, bu tür vakıf ve derneklerle iş birliği yaparak eğitim sistemini adım adım dinselleştirmekte ve eğitimin evrensel değerlerinden uzaklaştırmaktadır.

Bu durum, başta Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olmakla birlikte, çocukların pedagojik gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir.

TÜGVA gibi vakıfların okullara bu denli nüfuz etmesi, devletin laik yapısına ve eğitimde tarafsızlık ilkesine zarar vermektedir.

Kazım Dönmez’in Uşak Lisesi’nde cübbeyle ders vermesi kabul edilemez bir durumdur.

Eğitim, herhangi bir dini veya ideolojik grubun etkisi altında olmamalıdır.

Çocuklarımızın geleceği, bilimsel ve laik bir eğitimle şekillendirilmeli, okul yönetimleri bu ilkelere sadık kalmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu tür uygulamalara göz yumması, gericiliğin eğitimde meşrulaştırılmasına zemin hazırlamaktadır.

Uşak Lisesi'ndeki bu kabul edilemez etkinlikle ilgili derhal soruşturma başlatılmalı ve sorumlular hakkında gereken işlemler yapılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı, vakıf ve derneklerle yapılan protokolleri iptal etmeli ve eğitimi laik, bilimsel bir zeminde yürütmek için gerekli adımları atmalıdır.

Eğitim sisteminin ideolojik grupların etkisinden arındırılması, Anayasa’da belirtilen laiklik ilkesinin korunması adına ivedilikle sağlanmalıdır.

Eğitim-İş olarak, bu olayın takipçisi olacağımızı ve konuya ilişkin hukuki süreci ivedilikle başlatacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Hiçbir eğitim kurumunu, demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ya da tarikatların ellerine bırakmayacağız!

Kimse Türkiye’nin geleceği olan yavrularımız üzerinden siyasi çıkarlarını şekillendirememeli.

Kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim neferlerine mirası olan çocuklarımıza, çağdışı bir eğitimi reva görememeli.

İktidar, asli görevi olan eğitimi, vakıf ve derneklere hatta Diyanet’e havale etme uygulamalarını derhal sonlandırmalıdır.