|
Tweet |
,.png)
NEY’E NİYET, EBRUYA KISMET
Almanya’dan suyun üzerindeki renklere uzanan bir hayat: Orhan Erdoğan’ın hikâyesi
1955 yılında Uşak’ın Banaz ilçesi Şaban köyünde dünyaya gelen Orhan Erdoğan, ilkokulu köyünde, ortaokulu Banaz’da tamamladı.
1973 yılında İstanbul Alman İrtibat Bürosu’ndan aldığı kara tren biletiyle başlayan Almanya yolculuğu, “birkaç yıl çalışır döneriz” umuduyla başlamıştı. Ama tıpkı milyonlarca gurbetçi gibi, bu yolculuk onun bütün ömrünü şekillendirecekti.
> “Her ne kadar Almanya benim için ‘acı vatan’ olsa da, çocuklar büyüyüp torunlar olunca dönüş hayal oldu. O zaman kendi kendime ‘madem dönemeyeceğiz, bizden sonraki nesillere bir şeyler bırakmalıyız’ dedim.”
-
Bir dua, bir gazete haberi ve yeni bir kader
Opel fabrikasında 25. yılını doldurduğunda, şirkette onun için bir kutlama düzenlenmişti. Plaketini eline aldığında içinden şu dua geçti:
> “Allah’ım, Opel’e 25 yıl, Almanya’ya 30 yıl emek verdim. Bana öyle bir yol nasip et ki, biraz da memleketime, kendi kültürüme faydam dokunsun.”
Kısa bir süre sonra o dua, hatalı bir gazete haberiyle gerçeğe dönüştü.
Gazetede “Uşak Belediyesi Ney ve Ebru Kursu açıyor” yazıyordu. Ney meraklısı olan Orhan Erdoğan hemen belediyeye gitti ama görevli şöyle dedi:
> “Ney kursu yok, sadece Ebru kursu var.”
O an, ortaokul yıllarında duyduğu bir bilgiyi hatırladı:
> “Ebru, Osmanlı’dan günümüze gelen kitap süsleme sanatıdır.”
Kendi kendine “Belki bir gün bir kitabın kapağında benim de bir Ebrum olur” diyerek kursa yazıldı.
Ve böylece Ney’e niyet edip, Ebruya kısmet oldu.
-
Almanya’da deneme yanılmayla öğrenilen bir sanat
Kursa bir ay devam ettikten sonra Almanya’ya dönmesi gerekiyordu. Ebru malzemelerini tam tanıyamadan ayrıldı ama pes etmedi.
İki yıl boyunca evinde kendi imkânlarıyla, saatler süren denemelerle çalıştı.
> “Bazen o kadar zorlanıyordum ki ‘ben bu işi öğrenemeyeceğim’ deyip bırakıyordum. Ama ertesi gün aynı problemi çözdüğümü görünce yeniden umutlanıyordum. Bugün anlıyorum ki o gazete haberi, aslında duamın cevabıymış.”
-
İlk tanıtım: Çaydan sonra gelen ilham
Bir gün aile dostları Ali Bey misafirliğe gelmişti. Orhan Bey, “Hazır suyum var, Ebru’yu göstereyim mi?” dedi.
Ali Bey hayran kalmıştı:
> “Abe, sen burada bir hazinesin. Bunu insanlara göster, anlat.”
Bir hafta sonra düzenlenen bir hayır çarşısında stant açması için ısrar etti.
O gün, ilk kez toplum önüne çıkan Orhan Erdoğan, kısa sürede ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.
> “Sabahki heyecanım birkaç saat sonra yerini coşkuya bıraktı. O günden sonra farklı derneklerden davetler gelmeye başladı. Derken Almanya’yı karış karış dolaşır oldum.”
-
Frankfurt Halk Yüksek Okulu’nda Ebru Kursu
Bir festivalde Ebru tanıtımı yaparken yanına bir kadın yaklaştı.
> “Bu su yağlı mı?” diye sordu.
“Hayır, kitreyle yoğunlaştırılmış su,” dedi Orhan Bey.
Kadın kendini Frankfurt Halk Yüksek Okulu Kültür Müdürü olarak tanıttı ve “Bu sanatı bizim okulumuzda da öğretir misiniz?” diye sordu.
Böylece Orhan Erdoğan’ın Ebru serüveni yeni bir boyut kazandı.
Bugün 13 yıldır çoğu Alman olan öğrencilerle Ebru kursları düzenliyor. Okul bünyesinde iki büyük sergi açtı.
“Suyla Boyanın Dansı”: Ebrudan Sergilere
Bir Alman komşusu, Ebru tablolarını gördükten sonra “Neden sergi açmıyorsun?” dediğinde, Orhan Bey önce çekindi.
Ama komşusunun desteğiyle “Suyla Boyanın Dansı” adlı ilk sergisini açtı.
Bugün, Almanya ve Türkiye’de 16 sergisi bulunuyor.
Uşak’ta açtığı “Ebruya Yaşayan Uşak” sergisinde tüm eserlerini engelliler okuluna bağışladı.
Frankfurt Türk Kültür Evi’nde ise Atatürk temalı Ebru sergisi büyük ilgi gördü.
-
Çocuklar İçin Ebru: “Orhan Dedenin Ebru Atölyesi”
Orhan Erdoğan, çocukların kültürel bilinçle büyümesi gerektiğine inanıyor.
> “Ben Ebru’yu okulda bir derste duymasaydım, belki hiç tanışamayacaktım. Çocukların zihinlerinde küçük bir kıvılcım bile bırakmak çok önemli.”
Bu düşünceyle 2024 yılında “Orhan Dedenin Ebru Atölyesi” adlı kitabını yazdı.
Kitap, animasyonlu çizimlerle, sade bir dille, soru-cevap şeklinde hazırlanmış.
Hedef kitlesi çocuklar, ama yetişkinler de bu kitaptan ilham alabiliyor.
Ayrıca Almanya’daki Türk çocuklarının Türkçe dil becerilerini geliştirmeleri için kitabın Almanca versiyonu da hazırlanıyor.
Yazarlığa Giden Yol
Pandemi dönemi, onun için durak değil, üretim zamanı oldu.
Etkinlikler iptal edilince Ebru üzerine yazılar kaleme aldı, gazetelere gönderdi.
Yazılar uzadıkça kitap fikri doğdu.
Bugün beş kitabın yazarı:
“Köyümden Gurbete” – Otobiyografik bir yaşam öyküsü.
“Ayşe’nin Almanya Yolculuğu” – 1960’larda Almanya’ya giden bir emekçi kadının hikâyesi.
“Gelinlik Çağında Kader” – 1950’lerde 14 yaşında gelin olan bir kızın öyküsü. MURATIN GÜL'Ü
BABADAN EVLADA NASİHAT, bir arkadaşın insanı kötülüğe nasıl çektiği misallerle anlatır
Çocukların ,gençlerin kültürümüzü zihninde kalıcı olması için animasyonlu Ebru sanatının inceliklerini anlatan " ORHAN DEDENİN EBRU ATÖLYESİ "
Ve altıncı kitabı sevgili okurlarıyla buluşmak üzere yakında sizlere merhaba diyecek.
-
Son Söz
> “Bazen şer görünen bir şey, insanı en hayırlı yola çıkarır.
Ben Ney’e niyet ettim, Ebruya kısmet oldu.
Şimdi suyun üzerindeki renklerle gönüllerde iz bırakmanın huzurunu yaşıyorum.”
Orhan Erdoğan